Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

elden gelmek

  • 1 первый

    1) врз birinci, birincil, ilk; turfanda (об овощах, фруктах)

    пе́рвое число́ (месяца)ayın biri

    пе́рвое ма́рта — Martın biri, bir mart

    в пе́рвых чи́слах ма́рта — Mart başında / başlarında

    полови́на пе́рвого — saat yarım

    я предпочита́ю пе́рвый — birincisini tercih ederim

    пе́рвая раке́тка ми́ра — dünyanın bir numaralı raketi

    соверши́ть свой пе́рвый полёт — ilk uçuşunu yapmak

    пе́рвый ход (в игре)ilk hamle

    э́то не пе́рвая и не после́дняя неуда́ча — başarısızlığın ne ilki ne de sonuncusudur bu

    он не пе́рвый, кто... —...an ilk kişi değildir

    я вошёл пе́рвым — önden girdim

    пе́рвый разде́л статьи́ — yazının ilk bölümü

    на пе́рвых полоса́х газе́т — gazetelerin baş sayfalarında

    завоева́ть / получи́ть пе́рвую пре́мию на ко́нкурсе — yarışmada birincilik ödülünü kazanmak / almak

    он был пе́рвым в кла́ссе — sınıfın birincisiydi

    стать пе́рвой жи́зненной необходи́мостью — birincil hayati ihtiyaç haline gelmek

    пе́рвое усло́вие успе́ха — başarının birincil koşulu

    пе́рвые помидо́ры (сезо́на)turfanda domates

    2) ön

    пе́рвый ряд — ilk / ön sıra

    на пе́рвом пла́не — ön planda

    быть в пе́рвых ряда́х борцо́в за мир — barış için (yakılar) savaşımın ön saflarında olmak

    3) (пе́рвое) → сущ., с ( блюдо) birinci yemek (-ği)
    ••

    пе́рвое вре́мя — ilk zamanlar

    пе́рвым де́лом / до́лгом — evvel emirde, ilk ağızda, ilk iş olarak

    при пе́рвой возмо́жности — ilk fırsatta

    вы́двинуть что-л. на пе́рвый план — ön plana çıkarmak

    из пе́рвых рук — ilk elden

    э́тот вопро́с бу́дет решён в пе́рвую о́чередь — bu sorun öncelikle çözülecek

    Русско-турецкий словарь > первый

См. также в других словарях:

  • elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) — yaşlılık sebebiyle veya sağlığı büsbütün bozularak çalışamaz duruma gelmek Ve gün battığı zaman artık Gülbahar ın hâli kalmamış, elden ayaktan kesilmişti. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İHTİYAR ELDEN GİTMEK — Mc: Kendini zaptedememek, hiddet ve gazaba gelmek, irâdeyi kaybetmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısmet — is., Ar. ḳismet 1) Tanrı nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip 2) Evlenme talihi Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti. H. E. Adıvar 3) Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu 4) Talih, kader, şans 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»